1 Aralık 2012 Cumartesi

TÜRK BİRLİĞİ MUTLAKA KURULACAK. TÜRKÇÜLÜK TURANCILIK




TÜRK ırkçısı değil misin ??

Irkçı değil misin? Irkçılığa düşman mısın?

Öyleyse sen günün birinde Atenagoras'ın TÜRK
İYE Cumhurbaşkanı görmekte sakınca bulmazsın. Belki de Batı Hıristiyan dünyasının sevgisini kazanırız diye düşünürsün.

Sen Yahudi bir sarrafın maliye bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.Kendi kesesini doldurmasına ve
İsrail'e transferler yapmasına rağmen bütçeyi kabartacağı için sevinç bile duyarsın.

Hatta devleti kurmak için bunca TÜRK’ÜN kanına giren
şeyh Sait'in torunlarından birinin başbakan veya devlet bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.

Sen yalnız Türkçülü
ğe karşı çıkar, TÜRK ırkçılığını yerer, Turancılığa düşmanlık edersin.
Çünkü sen ya TÜRK ırkına yüzyıllarca kölelik etmi
ş bir milletin mensubu yahut beyni işlemeyen, yobazlaşş, okuduğunu sindirememiş bir budalasın.

[ Hüseyin Nihal ATSIZ ] Ötüken Dergisi, 15
Şubat 1966, Sayı:26


Irkçılığın aleyhinde bulunanlara şunu sormalı:
- Kendinizi Çingene ile bir tutar mısınız?
Bir Çingene ile evlenir misiniz?
Çingene bir gelin veya damat kabul eder misiniz?
- Evet derlerse mesele yok.
Hayır derlerse ırk tefriki yapıyorlar demektir.
Onların yalnız Çingenelere karşı yaptığı bu ayırmayı
biz başkalarına karşı da yapıyoruz ..!

Hüseyin Nihal ATSIZ ...


TÜRK BİRLİĞİ MUTLAKA KURULACAK




TURANCILIK


              Turancılık, Türkiye'de Yaklaşık 2 asırdan dan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman, Türklerle akraba milletleri de içine alan bir sistem hâlinde düşünülmekle beraber bugün "Turancılık" deyince Türkiye'de anlaşılan şey, tarihî mirasları da dahil olduğu halde bütün Türkleri tek devlet hâlinde birleştirmek ülküsüdür ve her ülkü gibi nesillere bakan, kan ve can vergisi isteyen, gönüllere heyecan katan bir inançtır.

              Tarihi, savaşları ve fütuhatı dolayısıyla hemen bütün dünyaya antipatik gelen Türk milletinin yeniden birleşerek şahlanması birçok milleti korkuttuğu için, bu şahlanış sonunda bazı devletler ortadan kalkacağı veya küçüleceği için, hatta dünya çapındaki büyük ticaret ortaklıklarının çıkarları baltalanacağı için Turancılık ülküsü büyük direnişle karşılanmakta, bu direnişin propagandası ve fikriyatı yapılmakta, bu propaganda Türkiye için de tesirli olmaktadır.

              Turancılık ülküsüne karşı Türkiye'deki muhalefet ya bunun Türkiye'yi büyük tehlikelere atacak bir macera sayılmasından, yahut Türkiye dışındaki Türklerin de en az bizim kadar (bir bakıma bizden çok) Türk olduklarının bilinmeyişinden, yahut da bugünkü sınırlarımız içinde 4000 yıldan beri üstüste yığılan etnik zümreleri ve kültürleri karıştırıp bunlardan şimdiki dili Türkçe olan bir "halk"ın peydahlandığını kabul etmekten doğmaktadır.

              Moskof uşağı oldukları için Turancılığın Rusya'yı devirmesinden korkanların muhalefetini kaale almıyorum.

              Önce, Turancılık bir macera mıdır, onu ele alalım:

             
              Turancılığın macera olduğu hakkındaki düşünce, Birinci Cihan Savaşında Enver Paşanın Kafkas cephesindeki hareketlerinin başarısızlık ve büyük kayıplarla sona ermesinden çıkmıştır. Bir çiçekle bahar gelmediği gibi bir başarısızlıkla bir düşüncenin yanlışğına hükmetmek de sağlam bir mantığın eseri sayılmaz. Enver Paşanın cesur bir asker, fakat ehliyetsiz bir kumandan olduğu artık herkesçe bilinmektedir. Bundan başka Enver Paşayı saf bir Turancı saymak da yanlıştır. İttihatçılar hem Turancı, hem de İslâm birlikçisi idiler. Hem Kafkasya'yı, hem de Mısır'ı almak istiyorlardı. Bundan başka zamansız Kafkas taarruzu Turancılık düşüncesiyle değil, müttefikimiz Almanlar üzerindeki yükü hafifletmek amacıyla yapılmıştı.

              Maceracılığa gelince, bu kelime üzerinde iyi ve ciddî düşünmek lâzımdır. Her maceracılık bir hatâ olmadığı gibi her ihtiyat da tedbirli bir davranış değildir. İnsanlığın tarihi siyaset, askerlik ve ilim alanındaki maceralarla doludur. Kristof Kolomb'un batıya giderek Hindistan'a varmak istemesi bir macera idi. Bir sal ile Atlantiği geçmek de öyledir. Kendi yakın tarihimize bakarsak Mustafa Kemal Paşanın Samsun'a çıkması da bir maceradır. Birçoklarının buna katılmayışı yurtsever olmayışlarından değil, başarı ihtimali görmemelerindendi. Fakat o, iyi hesap yapmasını bildiği için, başkalarının Türkiye'yi batıracak bir macera diye muhalefet ettikleri teşebbüsünü parlak bir şekilde bitirdi.

              Daha eski tarihimizde Babur'un 10.000 kişiyle Hindistan'a dalması, Yavuz'un 30.000 kişiyle çölü geçerek Mısır'a girmesi birer macera değil miydi? Evet, Napolyon ve Hitler'in Moskova seferleri de macera idi ama onlar başarısızlıkla bitti diye berikilerin değeri azalır mı?

              Yahudilerin artık Arap vatanı olmuş topraklarda İsrail devletini kurması şaşırtıcı bir macera değil midir?

              Tehlikesiz yaşamak isteyenler intihar etsin. Hayat ve kâinat tehlikelerle doludur. Tehlike fertler için de, milletler için de, topraklar için de vardır. Korkunç bir deprem birkaç saatte Anadolu'yu suların altına gömebilir. Dünyaya yakın geçen bir kuyruklu yıldızın boğucu gazları birkaç milleti birden yok edebilir. Dünyayı yörüngesinden çıkaracak büyüklükte bir göktaşı küremize çarparak dünyanın kıyametini koparabilir. Birkaç millet birleşerek bir gece Türkiye'nin üzerine 500 hidrojen bombası fırlattıktan sonra özel giyimle askerlerini yurdumuza sokabilir.

              Bütün bu ihtimaller var diye uyuşuk uyuşuk oturup yalnız fabrika kurmak, futbol maçlarını seyrederek bağırmak, defile ve güzellik müsabakaları yapmak, üniversitelerde bir takım bayağıların eserlerini tahlili etmekle mi vakit geçireceğiz? Bunlarla millet yaşamaz. Millet bir hayvan sürüsü değildir. Millet, millî bir hedef ister. Ancak o hedefi gördüğü zaman sürü olmaktan çıkıp insanlaşır, bencil olmaktan kurtulup fedakârlaşır.


Bizim için en kutlu hedef Turancılıktır. Eskiden nasıl bir idiysek yine birleşeceğiz diye kendisini bir ülküye adamaktan daha kutlu ne olabilir? Bütün Türleri birleştirmek hakkımız ve görevimizdir. Bizden zorla koparılanı geri almak adaleti yerine getirmektir. Turancılık bir büyüklük düşüncesidir. Büyüklük düşüncesi asil bir düşüncedir.

              Turancılığı, bütün Türleri yalnız kültür alanında birleştirmek diye anlamak boş ve yanlıştır. Sosyal bir kanundur ki kültür birliği ancak siyâsî birlik sonunda doğar. Türk'e düşman milletlerin hakimiyetindeki Türkleri kültürde birleştirmeye imkân var mı? Yabancı millet buna izin verir mi? Sovyetler Birliği'nde alfabesi ayrılmış, yerli lehçesi edebî dil hâline getirilmiş Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tatar ve Başkurt'u hangi kuvvetle, hangi metodla tek kültür içinde bizimle birleştirebilirsin? O kadar gücün varsa zaten ordularını yürütüp o ülkeleri kurtarmak elinde demektir. Ondan sonra kültür birliği için kurultayını toplar, aksi hâlde kültür birliğini hiçbir zaman kuramazsın.
              Bugün Türkler arasındaki kültür birliği ancak gönül birliği, tek millet olmak şuuru, biraz da dil birliği halinde yaşamaktadır. Fakat bu gidişle 50 yıl sonra diller ayrılacaktır. O zaman ne olacak? Onlar artık başka millet oldu diyerek miskin bir tevekkülle bu oldu bittiyi kabul mü edeceğiz, yoksa eski yurtları ve soyumuzun koparılmış parçalarını kurtarmak için, savaş da dahil, her şeyi göze mi alacağız? Elbette göze alacağız. Şüphesiz zamanı kollamak, hesapları iyi yapmak şartı ile...

              Siyâsî sınırlar dışındaki Türklerle uğraşmak macera ise Türk uçakları Kıbrıs'a neden saldırdı? Hatta Amerikan donanması engel olmasaydı Kıbrıs'a neden çıkılacaktı? Batı Trakya Türkleriyle, Kerkük Türkleriyle, neden bu kadar ilgileniliyor? Dün "Hatay"dı. Bugün "Kıbrıs", yarın "Batı Trakya" ve "kerkük", öbür gün "Azerbaycan" ve daha ötesi... Bu, budur. Kimse başını kuma sokmasın.

              Turancılığa muhalefetin bir türlüsü de Türkiye dışındaki Türklerden habersiz olmanın sonucudur. Daha pek yakında bir bilgin kişinin, bir toplantıda gençlerden birine "Hunlar da mı Türk" diye sorduğunu anlattılar. Hunlar'ın Türk, hatta kısmen Oğuzların ataları olduğunu bilmeden yaşayan bilgine ne denir? Meğer o, millî tarihi Malazgird Zaferi'yle başlıyor sanırmış. Hayırlı uykular deyip geçelim...

              Bir de Türk soyundan gelmemenin verdiği gayrı millî şuurla Anadolu'yu bir bardak, içindeki milleti bir kokteyl, Türkleri de bu kokteyle en son katılan içki saymak gibi hezeyan var ki taraftarları birtakım ruh hastalarından ibarettir.

              Tarihimizi Malazgird'le veya İznik şehrinin alınmasıyla başlatanlara sormalı: İznik'i başkent yapanlar veya Malazgird savaşını kazananlar daha önce ne idiler? Nerede idiler? Onbirinci Yüzyıl tarihin ışıldakları altındaki bir asırdır. O adamların nerede ve ne olduklarını gözler önüne derhal serer.Böylece de Türk Devletleri denen nesnenin birbirini kovalayan Türk hanedanları olduğu, aslında bir tek devlet olup fetret zamanlarında ikiye, üçe bölündüğü ve bunun Tanrıkut'a kadar gerilere doğru uzandığı ortaya çıkar.

              Turancılık ülküsü gibi milleti hızlandırıcı, ahlâka ve erdeme dayalı kutlu bir ülküyü yermek için ya damarlarındaki kanı yabancı hissetmek, ya komünist yani vatan haini, yahut da millî tarihi Malazgird'den başlatacak kadar cahil ve budala olmak lâzımdır.
Ötüken, 30 Nisan 1973, 6. Sayı

 


TÜRKÇÜLÜK
        Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek, yerine göre, mensupluk, sevgi, taraftarlık gösteren bir ektir. Türkçülük de Türk sevgisi ve taraftarlığı demek olduğuna göre, kelime, yerinde kullanılmıştır. Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz. Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasi zarurutlere işarettir. Türk'ü, gerçek olarak, Türk'ten başkası sevmez.

Türkçülük bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevi gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkumdur. Eğer bu millet talihli de değilse, onun sonucu yenilmek, ezilmek, hatta yok olmaktır.

Ülküler, gerçekle hayalin karışmasından doğmuş olan, düne bakarak yarını arayan, milletlere hız veren ve uğrunda ölünen büyük dileklerdir. Milletler, ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptirler.

Türkçülük, büyük Türkelinde, Türk uruğunun kayıtsız şartsız hakimiyeti ve bağımsızlığı ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.

Bu ülkü, geçmişte, birkaç kere gerçekleşmişti. Büyük Türkçülük ülküsü ve inancı ile yetişen gençlik sayesinde yarın yeniden gerçek olacaktır.
Türkçülük, dün bir kaynaktı; bugün çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır.

 Türkçülük, dört kaynaktan geliyor:
1. Kökü çok eski olan ve Türk uruğunun şuuraltında yüzyıllardan beri yaşayan milliyetçilik;

2. Tanzimat'tan sonra, Avrupa'daki milliyetçiliklere benzeyen halkçı bir hareketin bizde de tatbik olunmasını isteyen milliyetçilik hareketi;

3.Devletimizin içindeki yabancı unsurların ihaneti dolayısıyle doğan tepki;

4.Türklerin 200 yıldan beri çektikleri büyük sıkıntılar.

Bu dört kaynaktan gelen düşünceler birbiriyle kaynaşıp yoğrularak bugünkü Türkçülük ortaya çıkmıştır. Türkler, Türkçülük ile güçlenecek, kurtulacak, ilerleyecek, yükselecektir.
Bir millet yükselme iradesini taşımazsa, kendine güveni olmazsa, başkalarını taklitten başka bir şey yapamazsa, geçmişiyle övünmezse, başkalarından üstün olmak istemezse, ülkü için ölümü göze alamazsa, savaştan korkarsa, o millet içinden çürümüş demektir.

Bugün ülküler ve kahramanlar çağında yaşıyoruz. Geçmiş haklara dayanılarak davaların öne atıldığı, hesapların görüldüğü günlerdeyiz. Kan çağlayanları, kılıç şakırtıları ve gülle sesleri içinde yarının neler hazırladığını bilemiyoruz. Bu kasırga arasında, milletlerin yalnız geçmişlerini hatırlayarak milli ülkülerine yapıştıklarını görebiliyoruz. Geçmişi olmayan, yahut olup da unutan, milli ülküsü bulunmayanlar devriliyor.
İnsanlığın tarihinde büyük kasırgalar eskiden zaman zaman gelip geçeirdi. Gitgide bu kasırgalar sıklaşıyor. Bu gidişle tarih, ebedi bir kasırgadan ibaret kalacak gibi gözüküyor. Bugün ayakta kalabilmek için eskisi kadar sağlam olmak yetişmiyor. Çok güçlü, çok sağlam, çok sert, çok yürekli olmak gerekiyor. Bunun da bizim için birinci şartı, Türkçülük ülküsüne sıkısıkıya yapışmaktır. Şaşıran, ürken, sapıtan milletleri, tarih bağışlamıyor.

Türkçülük ülküsü bizden amansız bir görev ahlakı istiyor. Subay hiç yorulmadan altı saatlık talimini yaptırırsa, öğretmen bıkmadan öğreticilik işini yaparsa, memur sinirlenmeden halka kolaylık göstermeye devam ederse, doktor her şeyden önce yurttaşlarının sağğı ile ilgili olursa, öğrenci her şeyden önce dersini bellemeye çalışırsa ve bütün görevlerle rütbeler arasında ne caka, ne gösteriş, ne dalkavukluk, ne de ilgisizlik olmadan bir ahenk kurulursa, aşağıdakiler yukarının buyruğunu ukalalık saymaz, yukardakiler de aşağının doğru ihtarlarına kızmazlarsa, bütün karşılıklı işlerde, görüşme ve konuşmalarda ne ikiyüzlülüğe kaçan nezaket, ne de kabalığa kaçan sertlik bulunmazsa, görevin bizden istediği şey yapılmış olur.

Gerçekten Türkçü olmak kolay değildir. Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi, her Türkçüyüm diyen de Türkçü olamaz.

Her Türkçü, bulunduğu yerin görevini inançla yaparsa, Türkçülük ülküsü sağlamlaşır. Türklük güçlenir.Türkçülerin ilk işi, görevlerini, arınmış gönül ve inanmış yürek  ile yapmaktır.
(Orkun, 10.sayı, 1 Ekim 1943)






TÜRKÇÜLÜKLE İLGİLİ SÖZLER

Yaşasın ırkımın Turan Ülküsü


          "Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarinin tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."


            "Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; simsek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. "


     "ALLAH nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dâhil Bati Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım! Atatürk ( "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü saptıranlara ithaf olunur)

       "Hayattaki yegâne üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime sunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek basının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."


         "Biz doğrudan doğruya milleti severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."

        "Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."
     Birgün Tüm Türk Devletleri ile Çin Seddinde Buluşacağız
       "Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur."

       "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük isler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."

    "Türk âleminin en büyük düşmanı komünizmdir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir."


Mustafa Kemal ATATÜRK





Turancılık, bütün Türklerin birleşmesi ülküsüdür.

      Turancılık'la emperyalizmi karıştırmak büyük bir yanlıştır.

Turancılık romantik bir hayal de
ğildir.

     Turancılık, yani bütün Türkleri birle
ştirmek ülküsü, milattan önceki üçüncü
yüzyıldan beri vardır. Türk büyüklerinin, iç huzuru sa
ğladıktan sonra ardında
ko
ştukları tek düşünce her zaman Türk Birliği olmuştur. Ancak İslamiyet bu
şünceyi bir miktar değiştirmiş İslamlığı koruma kaygısı Türk Birliği
ülküsünü zaman zaman az veya çok ihmal ettirmi
ştir.
 

     Türk Ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türkler'de toplumun
menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli
şahsiyetler
daima saygı görmü
şler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer
vermeyen Türk Ahlakı,
şahsiyete saygı göstermiştir.


     Türkçülük, bir fikir olduğu kadar da inançtır. İnanç olduğu için de tartışmasız,
tenkitsiz kabul olunur. Onun tartı
şılacak ve tenkit olunacak tarafı temeli, esası
de
ğil, ayrıntılarıdır.


     Türkçülük bir ülkü, siyaset ise iktidara geçme taktiğidir. Bu sebeple bir ana
inanç ve ana dü
şünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani taktik her
zaman de
ğişir.


     Türkçülük bugün siyasi değildir. Fakat bir gün siyasi bir kuruluş durumuna
gelirse bütün Türkler'i kurtarıp birle
ştirecek bir program ile ortaya çıkacaktır. O
zaman,
şüphesiz çağı, durumu ve ortamı kollamakla beraber bunlara bağlanıp
kalmayacak, bu kaygıların üstüne çıkacaktır.

     Türkçülük, büyük Türk ilinde Türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve
istklali ile Türklü
ğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması
ülküsüdür.

     Türkçülük dün bir kaynaktı, bugün bir çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve
önünde yabancı duygu ve dü
şüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır. -
Türkçülük insanlara hiç bir vaatte bulunmuyor, maddi veya manevi bir
şey
vermiyor. Yalnız istiyor… Fedakarlık ve feragat istiyor.


     Türkçülük, Türk ırkının ruhunda, kanında, beyninde yaşayan hayat
prensiplerinin fikir haline gelmi
ş şeklidir.


     Türkçülük, yükselmek için değil, yükseltmek içindir.

     Türkçü, milli çıkarları şahısların üstünde tutan, milli mukaddesata ve geçmişe
saygı gösteren, görev ahlakı yüksek olan, haksızlıklarla sava
şta korkusuz bir
insandır.


     Türkçü, milliyetçi Türk soyunun üstünlüğüne inanmış olan kimsedir.

     Türkçü'nün en büyük vazifesi Türklüğe hizmettir.

     Türkçü, ülküdaşları ile olacak bir geçimsizliğin ülküye zarar getireceğini bilir.

     Türk destanlarından çıkan anlama göre, Türklerin ülküsü, fetihler sonunda
büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bollu
ğa ve mutluluğa
kavu
şmaktır. Aşağı yukarı, her millet, aynı şekildeki milli gayelerin ardındadır.
Milletlerin çapına, kabiliyetine göre milli ülkülerin ayrıntılarında farklar
olmakla beraber, ana çizgiler bakımından hepsi birbirine benzer: Büyümek ve
rahatlı
ğa kavuşmak!

    

     Türkler hem ahlaklı, hem de iradeli bir millettir. Zaten bu ikisi, çok kere birlikte
bulunur.


     Türkler, kendi ülkülerine niçin "kızılelma" demiştir, bunun sebebini bilmiyoruz.
Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski oldu
ğunu
göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk
arasında do
ğduğunu gösterse gerektir.


     Türkler, tarihte oynadıkları rol bakımından, dünyanın birinci milletidir.


     Türkler, Türk soyundan gelenlerle Türk soyundan gelmişler kadar Türkleşip
kendini o soya ba
ğlayan ve beyninde hiçbir yabancı ırk düşüncesi bulunmayan
fertlerin toplulu
ğudur.

     Türklük ve Türkçülük ebedidir.


     Türk Milleti hiçbir şeyi kendi felsefesi ve kendi düşüncesiyle tartmadan körü
körüne kabul etmez. Ancak yaygaralı yavelerle cemiyeti karı
ştıran ve
bulandıran bezirgan ruhlu milletlerden de
ğildir. Onda büyük ve çelik Türk
sükunu ve kuvveti vardır.

     Türk Milleti için en insanca, en yüksek düşünce tutsak yaşayan soydaşlarını
kurtarmak için yapaca
ğı savaştır.

     Türk Milleti; kahraman askerler, büyük devletler ırkı ve milletidir.

     Türk Milleti'nin aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman, Kağan
arslan gibi önünde durulmadı
ğını bütün tarih ve dünya bilir.

     Türk Milleti, üç bin yıldan beri vardır. O'nun varoluşu, büyüklüğü, gücü, tarihe
damgasını vuru
şu, yalnız milli karakteriyle mümkün olabilmiştir.

     Türk olmak, için mutlaka müslüman olmaya lüzum yoktur. Çünkü bugünkü
Türkler arasında birkaç yüz bin
Şaman, birkaç yüz bin Hıristiyan ve hatta birkaç
bin Musevi Türk (Karayımlar) de vardır. Din ayrılı
ğı yüzünden bunları
Türklük'den çıkarmaya hakkımız yoktur.

     Türk tarihi, iki yanı kahramanlık, şan ve ahlak heykelleriyle süslü uzun ve ulu
bir yoldur. Bu yolun her adımında Türk'ün gö
ğsünü kabartacak, başını
dikle
ştirecek ve üstünlüğünü belirtecek bir kahraman, Türklük için nöbet
beklemektedir. Bu kahramanların ço
ğunu, biz tarihin yolunu aydınlatan ışıkları
altında görebiliyor, onlardan kafalarımıza bilgi, gönüllerimize güç ve iman
alıyoruz.

     Türk'ü, gerçek olarak, Türk'den başkası sevemez.


     Bizler "Türk ırkı sağolsun" dediğimizde bize ''Faşist'' diyenler, aslında Türklüğün yok olmasını isteyen gerçek Faşistlerdir...

 
      ''Türkçülük'',Türk ülküsü,yani Türklerin her alanda her milletten üstün olması düşüncesi;''Turancılık'' ise Türkçülüğün siyasi amacı,yani yer yüzündeki bütün Türklerin,geçmişte olduğu gibi,tek devlet halinde birleşmesidir.
 

     ''Türkçülük, büyük Türk ilinde Türk uru
ğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve istiklali ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.''

     Türk topraklarında yaşamak hakkı yalnız Türk’ün olmalıdır.


     "Türkler  acayip bir millet oldu. Kendisine yapılan fenalıkları unutuyon başka kimseye düşmanlık gütmüyor.
     Evet, Türkler kendilerine düşman bir millet oldular. Kendilerini yok edecek ne varsa ona sarılıyor, kendisini yükseltecek ne varsa onu tepiyor.Nurcu oluyor, Arapçı oluyor, Moskofçu oluyor, fakat Türkçü olmuyor. Bütün dünyanın birleşeceğini kabul ediyor da bütün Türklerin birleşmesini imkânsız buluyor."



     ''Bu vatanın iyi dans eden, şu kadar elbisesi olan, güzel boyanan, hatta kusursuz pasta yapan kızlara değil; ‘bu vatana şerefli oğullar ve kızlar yetiştirmek en büyük borcumdur’ diyen kızlara ihtiyacı vardır.''


     Bize yalnız dans etmsini, iyi giyinmesini kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek, genç lazımdır...

     Irkımıza, devletimize, yurdumuza, mukaddesatımıza, şerefimize fenalık etmiş olan her millete, her dine, her rejime, fikre, cemiyet, ferde düşmanız, Kinimiz dinimizdir!
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
 
  
     Ben, İslâm iman ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâmı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, dar bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur..

    
İster azınlıktan gelsin ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım..Bunun yanında şanlı Peygamberimizin “Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz.”,
“Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” ve “Vatan sevgisi imandandır.” tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere ba
ğlıyım.


    
İslam, Milliyetçiliği haram kılmış diyorsunuz da nerde hani gösterin Kitabın neresinde yazıyor Milliyetçilik haramdır diyenler Milliyetçilik İslam'da haram Olsaydı Vatan sevgisi imandandır diye bir hadis Olmazdı bilmem anladınız mı?


     Tüm Dünya da kendini TÜRK gibi gören TÜRK gibi ya
şayan ve Kendini TÜRK Hissedenlere, TÜRK denir. Ne Mutlu TÜRK'ÜM Diyene, Diyebilenlerdir TÜRK.


     Ben TÜRK'üm TÜRK BAYRAKSIZ OLMAZ,Ben TÜRK'üm TÜRK EZANSIZ OLMAZ,,Ben TÜRK'üm TÜRK,HÜRR
İYETSİZ OLMAZ...


     "İnsanlar mizah ve şaka yapabilirler. Fakat bazı konular vardır ki onlar asla şakaya gelmez. Orada ciddî olmak insanlık borcudur. Millî tarihle eğlenemezsin. Bayrakla alay edemezsin. Kuran'ı mizah konusu yapamazsın. Aile namusunu hiçe sayamazsın. Bunlar millî mukaddesattandır. Millî mukaddesatı olmayan millet, millet değil hayvan sürüsüdür..."
Hüseyin Nihal ATSIZ ...


     "ALLAH inancı ve dolayısıyla din,fert olarak da, millet olarak da vazgeçilmez manevi ve ahlâki büyük bir dayanaktır. Bu sebeple bugünkü Türk dünyası'nın dayandı
ğı iki esaslı temelden birisini teşkil eden İslam dini'nin,milli varlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyoruz.."

Hüseyin Nihal ATSIZ ...


     ''Türkçülük'',Türk ülküsü, yani Türklerin her alanda her milletten üstün olması dü
şüncesi;''Turancılık'' ise Türkçülüğün siyasi amacı, yani yer yüzündeki bütün Türklerin,geçmişte olduğu gibi,tek devlet halinde birleşmesidir.

Hüseyin Nihal ATSIZ ...


     Türkçü; hiç
şüphesiz Türk'den olur. Fakat her "Türkçüyüm" diyen Türk, Türkçü
de
ğildir. Samimi olması ve Türkçülüğün şartlarına uyması lazımdır.

Hüseyin Nihal ATSIZ ...

     ''Türk-İslâm Ülkücüleri için İslâmiyet, Allah’ın dini; kurtarıcımız ve Kâinatın Efendisi, Allah’ın Resulü; şanlı Türk Milleti, Allah’ın İslâm’a hizmetle şereflendirdiği millet, Türk ordusu, Allah’ın ordusu, Türk bayrağı, mukaddes ay ve yıldızı ile yüce İslâm'ın ve al rengi ile Allah için can veren şühedanın kanlarının ifadesidir. Üzerinde “Ezan-ı Muhammedi” okunan aziz vatanımız ise, İslâm'ın ebedi güneşinin hiç batmadığı en büyük ümit ve hayat kaynağımızdır...''

[Seyyid Ahmet Arvâsî]


 
     " Hayretle gördüm ki; bu ülkede Türk kelimesinden ürkenler var. Yine hayretle gördüm ki, bu ülkede İslam kelimesinden ürkenler var. Ve yine ürpererek gördüm ki, bu ülkede Türk ve İslam kelimelerinin yan yana gelmesinden dehşete kapılan kişi ve çevreler var... Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler aslında sadece Türklüğe değil, İslam'a da ihanet etmektedirler ! "

Seyyid Ahmet Arvasi"


        “Ben Afrika’nın ortasında dünyaya gelmiş ve bu akla da sahip olsaydım tereddütsüz Türk Milliyetçisi olurdum. Çünkü ben Türk Milletinin de, İslâm Âlemi’nin de mazlum milletlerinin kurtuluşunun        Türk milliyetçilerinde, Türk – İslâm ülkücülerinde olduğuna ‘‘Amentüye iman ettiğim gibi inanıyorum..”

(Seyyid Ahmed Arvasi )

"Ülkücülük Peygamber soylu bir Seyyidin neden Türk milliyetçisi olduğunu kavrayabilmektir."

     'Biz, Osmanın rüyasına benzer bir rüya görüyoruz. Bu rüyayı, Osman gerçekleştirmişti. Şimdi, sıra Türk-İslam ülküsüne bağlı ve diriliş İslamda diye coşkun bir heyecan içinde ayağa kalkan genç Oğuz çocuklarındadır''..

Seyyid Ahmet Arvasi

     Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür..
Seyyid Ahmet Arvasi..

     Sorma bana oymağımı, Boy'umu,beşbin yıldır millet gibi yaşarım,sorma bana âilemi, soyumu,soyum Türklük, soy büyüğüm hünkârım.

Ziya Gökalp..

 TÜRK BİRLİĞİ MUTLAKA KURULACAK


 Yaşasın ırkımın Turan Ülküsü 

izleyin lütfen





2 yorum:

cCc byz cCc dedi ki...

emeğine yüreğine sağlık..

Unknown dedi ki...

Teşekkür ederim sağolun