TÜRK
ırkçısı değil misin ??
Irkçı değil misin? Irkçılığa düşman mısın?
Öyleyse sen günün birinde Atenagoras'ın TÜRKİYE Cumhurbaşkanı görmekte sakınca bulmazsın. Belki de Batı Hıristiyan dünyasının sevgisini kazanırız diye düşünürsün.
Sen Yahudi bir sarrafın maliye bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.Kendi kesesini doldurmasına ve İsrail'e transferler yapmasına rağmen bütçeyi kabartacağı için sevinç bile duyarsın.
Hatta devleti kurmak için bunca TÜRK’ÜN kanına giren şeyh Sait'in torunlarından birinin başbakan veya devlet bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.
Sen yalnız Türkçülüğe karşı çıkar, TÜRK ırkçılığını yerer, Turancılığa düşmanlık edersin.
Çünkü sen ya TÜRK ırkına yüzyıllarca kölelik etmiş bir milletin mensubu yahut beyni işlemeyen, yobazlaşmış, okuduğunu sindirememiş bir budalasın.
[ Hüseyin Nihal ATSIZ ] Ötüken Dergisi, 15 Şubat 1966, Sayı:26
Irkçılığın aleyhinde bulunanlara şunu sormalı:
- Kendinizi Çingene ile bir tutar mısınız?
Bir Çingene ile evlenir misiniz?
Çingene bir gelin veya damat kabul eder misiniz?
- Evet derlerse mesele yok.
Hayır derlerse ırk tefriki yapıyorlar demektir.
Onların yalnız Çingenelere karşı yaptığı bu ayırmayı
biz başkalarına karşı da yapıyoruz ..!
- Kendinizi Çingene ile bir tutar mısınız?
Bir Çingene ile evlenir misiniz?
Çingene bir gelin veya damat kabul eder misiniz?
- Evet derlerse mesele yok.
Hayır derlerse ırk tefriki yapıyorlar demektir.
Onların yalnız Çingenelere karşı yaptığı bu ayırmayı
biz başkalarına karşı da yapıyoruz ..!
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
TÜRK BİRLİĞİ
MUTLAKA KURULACAK
Turancılık, Türkiye'de Yaklaşık 2 asırdan dan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman, Türklerle akraba
milletleri de içine alan bir sistem hâlinde düşünülmekle beraber bugün "Turancılık"
deyince Türkiye'de anlaşılan şey, tarihî mirasları da dahil olduğu halde
bütün Türkleri tek devlet hâlinde birleştirmek ülküsüdür ve her ülkü gibi nesillere
bakan, kan ve can vergisi isteyen, gönüllere heyecan katan bir inançtır.
Tarihi, savaşları ve fütuhatı dolayısıyla hemen bütün
dünyaya antipatik gelen Türk milletinin yeniden birleşerek şahlanması
birçok milleti korkuttuğu için, bu şahlanış sonunda bazı devletler ortadan kalkacağı veya
küçüleceği için, hatta dünya çapındaki büyük ticaret
ortaklıklarının çıkarları baltalanacağı için Turancılık ülküsü büyük direnişle karşılanmakta,
bu direnişin propagandası ve fikriyatı yapılmakta, bu
propaganda Türkiye için de tesirli olmaktadır.
Turancılık ülküsüne karşı Türkiye'deki muhalefet ya bunun Türkiye'yi
büyük tehlikelere atacak bir macera sayılmasından, yahut Türkiye dışındaki
Türklerin de en az bizim kadar (bir bakıma bizden çok) Türk olduklarının
bilinmeyişinden, yahut da bugünkü sınırlarımız içinde
4000 yıldan beri üstüste yığılan etnik zümreleri ve kültürleri karıştırıp
bunlardan şimdiki dili Türkçe olan bir "halk"ın
peydahlandığını kabul etmekten doğmaktadır.
Moskof uşağı oldukları için Turancılığın Rusya'yı
devirmesinden korkanların muhalefetini kaale almıyorum.
Önce, Turancılık bir macera mıdır, onu ele alalım:
Turancılığın macera olduğu hakkındaki düşünce, Birinci Cihan Savaşında Enver
Paşanın Kafkas cephesindeki hareketlerinin başarısızlık
ve büyük kayıplarla sona ermesinden çıkmıştır. Bir çiçekle bahar gelmediği gibi bir
başarısızlıkla bir düşüncenin yanlışlığına hükmetmek de sağlam bir
mantığın eseri sayılmaz. Enver Paşanın cesur bir asker, fakat ehliyetsiz bir
kumandan olduğu artık herkesçe bilinmektedir. Bundan başka Enver Paşayı saf bir
Turancı saymak da yanlıştır. İttihatçılar hem Turancı, hem de İslâm
birlikçisi idiler. Hem Kafkasya'yı, hem de Mısır'ı almak istiyorlardı. Bundan
başka zamansız Kafkas taarruzu Turancılık düşüncesiyle
değil, müttefikimiz Almanlar üzerindeki yükü hafifletmek amacıyla
yapılmıştı.
Maceracılığa gelince, bu kelime üzerinde iyi ve ciddî düşünmek
lâzımdır. Her maceracılık bir hatâ olmadığı gibi her ihtiyat da tedbirli bir davranış değildir. İnsanlığın tarihi
siyaset, askerlik ve ilim alanındaki maceralarla doludur. Kristof Kolomb'un
batıya giderek Hindistan'a varmak istemesi bir macera idi. Bir sal ile Atlantiği geçmek de
öyledir. Kendi yakın tarihimize bakarsak Mustafa Kemal Paşanın
Samsun'a çıkması da bir maceradır. Birçoklarının buna katılmayışı yurtsever
olmayışlarından değil, başarı ihtimali görmemelerindendi. Fakat o, iyi
hesap yapmasını bildiği için, başkalarının Türkiye'yi batıracak bir macera diye
muhalefet ettikleri teşebbüsünü parlak bir şekilde
bitirdi.
Daha eski tarihimizde Babur'un 10.000 kişiyle Hindistan'a dalması, Yavuz'un 30.000 kişiyle çölü
geçerek Mısır'a girmesi birer macera değil miydi? Evet, Napolyon ve Hitler'in Moskova
seferleri de macera idi ama onlar başarısızlıkla bitti diye berikilerin değeri azalır
mı?
Yahudilerin artık Arap vatanı olmuş topraklarda İsrail devletini kurması şaşırtıcı bir
macera değil midir?
Tehlikesiz yaşamak isteyenler intihar etsin. Hayat ve kâinat
tehlikelerle doludur. Tehlike fertler için de, milletler için de, topraklar
için de vardır. Korkunç bir deprem birkaç saatte Anadolu'yu suların altına
gömebilir. Dünyaya yakın geçen bir kuyruklu yıldızın boğucu gazları
birkaç milleti birden yok edebilir. Dünyayı yörüngesinden çıkaracak büyüklükte
bir göktaşı küremize çarparak dünyanın kıyametini
koparabilir. Birkaç millet birleşerek bir gece Türkiye'nin üzerine 500 hidrojen
bombası fırlattıktan sonra özel giyimle askerlerini yurdumuza sokabilir.
Bütün bu ihtimaller var diye uyuşuk uyuşuk oturup yalnız fabrika kurmak, futbol
maçlarını seyrederek bağırmak, defile ve güzellik müsabakaları yapmak,
üniversitelerde bir takım bayağıların eserlerini tahlili etmekle mi vakit
geçireceğiz? Bunlarla millet yaşamaz.
Millet bir hayvan sürüsü değildir. Millet, millî bir hedef ister. Ancak o
hedefi gördüğü zaman sürü olmaktan çıkıp insanlaşır, bencil
olmaktan kurtulup fedakârlaşır.
Bizim için en kutlu hedef Turancılıktır.
Eskiden nasıl bir idiysek yine birleşeceğiz diye kendisini bir ülküye adamaktan daha
kutlu ne olabilir? Bütün Türleri birleştirmek hakkımız ve görevimizdir. Bizden zorla
koparılanı geri almak adaleti yerine getirmektir. Turancılık bir büyüklük düşüncesidir.
Büyüklük düşüncesi asil bir düşüncedir.
Turancılığı, bütün Türleri yalnız kültür alanında birleştirmek diye
anlamak boş ve yanlıştır. Sosyal bir kanundur ki kültür birliği ancak
siyâsî birlik sonunda doğar. Türk'e düşman milletlerin hakimiyetindeki Türkleri
kültürde birleştirmeye imkân var mı? Yabancı millet buna izin
verir mi? Sovyetler Birliği'nde alfabesi ayrılmış, yerli
lehçesi edebî dil hâline getirilmiş Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tatar ve Başkurt'u
hangi kuvvetle, hangi metodla tek kültür içinde bizimle birleştirebilirsin?
O kadar gücün varsa zaten ordularını yürütüp o ülkeleri kurtarmak elinde
demektir. Ondan sonra kültür birliği için kurultayını toplar, aksi hâlde kültür
birliğini hiçbir zaman kuramazsın.
Bugün Türkler arasındaki kültür birliği ancak gönül birliği, tek
millet olmak şuuru, biraz da dil birliği halinde
yaşamaktadır. Fakat bu gidişle 50 yıl sonra diller ayrılacaktır. O zaman ne
olacak? Onlar artık başka millet oldu diyerek miskin bir tevekkülle bu
oldu bittiyi kabul mü edeceğiz, yoksa eski yurtları ve soyumuzun koparılmış
parçalarını kurtarmak için, savaş da dahil, her şeyi göze mi alacağız? Elbette
göze alacağız. Şüphesiz zamanı kollamak, hesapları iyi yapmak şartı ile...
Siyâsî sınırlar dışındaki Türklerle uğraşmak macera
ise Türk uçakları Kıbrıs'a neden saldırdı? Hatta Amerikan donanması engel
olmasaydı Kıbrıs'a neden çıkılacaktı? Batı Trakya Türkleriyle, Kerkük
Türkleriyle, neden bu kadar ilgileniliyor? Dün "Hatay"dı. Bugün
"Kıbrıs", yarın "Batı Trakya" ve "kerkük", öbür
gün "Azerbaycan" ve daha ötesi... Bu, budur. Kimse başını kuma
sokmasın.
Turancılığa muhalefetin bir türlüsü de Türkiye dışındaki
Türklerden habersiz olmanın sonucudur. Daha pek yakında bir bilgin kişinin, bir
toplantıda gençlerden birine "Hunlar da mı Türk" diye sorduğunu
anlattılar. Hunlar'ın Türk, hatta kısmen Oğuzların ataları olduğunu
bilmeden yaşayan bilgine ne denir? Meğer o, millî
tarihi Malazgird Zaferi'yle başlıyor sanırmış. Hayırlı uykular deyip geçelim...
Bir de Türk soyundan gelmemenin verdiği gayrı millî şuurla Anadolu'yu bir bardak, içindeki milleti
bir kokteyl, Türkleri de bu kokteyle en son katılan içki saymak gibi hezeyan
var ki taraftarları birtakım ruh hastalarından ibarettir.
Tarihimizi Malazgird'le veya İznik şehrinin alınmasıyla başlatanlara
sormalı: İznik'i başkent yapanlar veya Malazgird savaşını
kazananlar daha önce ne idiler? Nerede idiler? Onbirinci Yüzyıl tarihin ışıldakları
altındaki bir asırdır. O adamların nerede ve ne olduklarını gözler önüne derhal
serer.Böylece de Türk Devletleri denen nesnenin birbirini kovalayan Türk
hanedanları olduğu, aslında bir tek devlet olup fetret
zamanlarında ikiye, üçe bölündüğü ve bunun Tanrıkut'a kadar gerilere doğru uzandığı ortaya
çıkar.
Turancılık ülküsü gibi milleti hızlandırıcı, ahlâka ve erdeme dayalı kutlu bir
ülküyü yermek için ya damarlarındaki kanı yabancı hissetmek, ya komünist yani
vatan haini, yahut da millî tarihi Malazgird'den başlatacak
kadar cahil ve budala olmak lâzımdır.
Ötüken, 30 Nisan 1973, 6. Sayı
TÜRKÇÜLÜK
Türkçülük,
Türk milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek, yerine göre, mensupluk, sevgi,
taraftarlık gösteren bir ektir. Türkçülük de Türk sevgisi ve taraftarlığı demek
olduğuna göre,
kelime, yerinde kullanılmıştır. Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade
olunamaz. Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici
bir nezakete, çıkara, siyasi zarurutlere işarettir. Türk'ü, gerçek olarak,
Türk'ten başkası sevmez.
Türkçülük
bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevi gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en
talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkumdur. Eğer bu
millet talihli de değilse, onun sonucu yenilmek, ezilmek, hatta yok olmaktır.
Ülküler,
gerçekle hayalin karışmasından doğmuş olan, düne bakarak yarını arayan, milletlere hız veren ve uğrunda
ölünen büyük dileklerdir. Milletler, ölebildikleri kadar yaşama hakkına
sahiptirler.
Türkçülük,
büyük Türkelinde, Türk uruğunun kayıtsız şartsız hakimiyeti ve bağımsızlığı ile
Türklüğün her
yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.
Bu ülkü,
geçmişte, birkaç
kere gerçekleşmişti. Büyük Türkçülük ülküsü ve inancı ile yetişen gençlik
sayesinde yarın yeniden gerçek olacaktır.
Türkçülük,
dün bir kaynaktı; bugün çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve önünde
yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır.
Türkçülük,
dört kaynaktan geliyor:
1. Kökü çok eski olan ve Türk uruğunun şuuraltında yüzyıllardan beri yaşayan
milliyetçilik;
2.
Tanzimat'tan sonra, Avrupa'daki milliyetçiliklere benzeyen halkçı bir hareketin
bizde de tatbik olunmasını isteyen milliyetçilik hareketi;
3.Devletimizin
içindeki yabancı unsurların ihaneti dolayısıyle doğan tepki;
4.Türklerin
200 yıldan beri çektikleri büyük sıkıntılar.
Bu dört
kaynaktan gelen düşünceler birbiriyle kaynaşıp yoğrularak bugünkü Türkçülük ortaya
çıkmıştır.
Türkler, Türkçülük ile güçlenecek, kurtulacak, ilerleyecek, yükselecektir.
Bir millet
yükselme iradesini taşımazsa, kendine güveni olmazsa, başkalarını taklitten başka bir şey
yapamazsa, geçmişiyle övünmezse, başkalarından üstün olmak istemezse, ülkü için ölümü göze alamazsa,
savaştan
korkarsa, o millet içinden çürümüş demektir.
Bugün
ülküler ve kahramanlar çağında yaşıyoruz. Geçmiş haklara dayanılarak davaların öne atıldığı,
hesapların görüldüğü günlerdeyiz. Kan çağlayanları, kılıç şakırtıları
ve gülle sesleri içinde yarının neler hazırladığını bilemiyoruz. Bu kasırga
arasında, milletlerin yalnız geçmişlerini hatırlayarak milli
ülkülerine yapıştıklarını görebiliyoruz. Geçmişi olmayan, yahut olup da unutan,
milli ülküsü bulunmayanlar devriliyor.
İnsanlığın
tarihinde büyük kasırgalar eskiden zaman zaman gelip geçeirdi. Gitgide bu
kasırgalar sıklaşıyor. Bu gidişle tarih, ebedi bir kasırgadan ibaret kalacak gibi gözüküyor. Bugün
ayakta kalabilmek için eskisi kadar sağlam olmak yetişmiyor. Çok
güçlü, çok sağlam, çok sert, çok yürekli olmak gerekiyor. Bunun da bizim için
birinci şartı, Türkçülük ülküsüne sıkısıkıya yapışmaktır. Şaşıran,
ürken, sapıtan milletleri, tarih bağışlamıyor.
Türkçülük
ülküsü bizden amansız bir görev ahlakı istiyor. Subay hiç yorulmadan altı
saatlık talimini yaptırırsa, öğretmen bıkmadan öğreticilik işini yaparsa, memur sinirlenmeden halka kolaylık göstermeye devam
ederse, doktor her şeyden önce yurttaşlarının sağlığı ile ilgili olursa, öğrenci her şeyden önce
dersini bellemeye çalışırsa ve bütün görevlerle rütbeler arasında ne caka, ne gösteriş, ne
dalkavukluk, ne de ilgisizlik olmadan bir ahenk kurulursa, aşağıdakiler
yukarının buyruğunu ukalalık saymaz, yukardakiler de aşağının doğru
ihtarlarına kızmazlarsa, bütün karşılıklı işlerde, görüşme ve konuşmalarda ne
ikiyüzlülüğe kaçan nezaket, ne de kabalığa kaçan sertlik bulunmazsa, görevin
bizden istediği şey yapılmış olur.
Gerçekten
Türkçü olmak kolay değildir. Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi, her
Türkçüyüm diyen de Türkçü olamaz.
Her Türkçü,
bulunduğu yerin
görevini inançla yaparsa, Türkçülük ülküsü sağlamlaşır. Türklük güçlenir.Türkçülerin
ilk işi,
görevlerini, arınmış gönül ve inanmış yürek ile yapmaktır.
(Orkun,
10.sayı, 1 Ekim 1943)
TÜRKÇÜLÜKLE İLGİLİ
SÖZLER
Yaşasın ırkımın
Turan Ülküsü
"Ben
her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle
öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım
vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum,
onu görüyorum. Yarinin tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır.
Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne âleme
yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."
"Bu
memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir
müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin
senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki
çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden,
yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın
babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat
oldu; simsek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır,
dünyayı aydınlatan güneştir. "
"ALLAH
nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik
de dâhil Bati Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım! Atatürk
( "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü saptıranlara ithaf olunur)
"Hayattaki
yegâne üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime sunu tavsiye ederim
ki; sinesinde yetiştirerek basının üstüne kadar çıkaracağı adamların
kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir
an feragat etmesin."
"Biz doğrudan doğruya milleti
severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri
ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli
olur."
"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız.
Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."
Birgün Tüm Türk Devletleri ile Çin Seddinde Buluşacağız
"Yüksek
Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola
budur."
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça
daha büyük isler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
"Türk âleminin
en büyük düşmanı komünizmdir. Her görüldüğü yerde
ezilmelidir."
Mustafa Kemal ATATÜRK
Turancılık, bütün Türklerin birleşmesi ülküsüdür.
Turancılık'la emperyalizmi karıştırmak
büyük bir yanlıştır.
Turancılık romantik bir hayal değildir.
Turancılık, yani bütün Türkleri birleştirmek ülküsü, milattan önceki üçüncü
yüzyıldan beri vardır. Türk büyüklerinin, iç huzuru sağladıktan sonra ardında
koştukları tek düşünce her zaman Türk Birliği olmuştur. Ancak İslamiyet bu
düşünceyi bir miktar değiştirmiş İslamlığı koruma kaygısı Türk Birliği
ülküsünü zaman zaman az veya çok ihmal ettirmiştir.
Türk Ahlakı en eski çağlardan beri
toplumcudur. Yani Türkler'de toplumun
menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler
daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer
vermeyen Türk Ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir.
menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler
daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer
vermeyen Türk Ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir.
Türkçülük,
bir fikir olduğu kadar da inançtır. İnanç olduğu için de
tartışmasız,
tenkitsiz kabul olunur. Onun tartışılacak ve tenkit olunacak tarafı temeli, esası
değil, ayrıntılarıdır.
tenkitsiz kabul olunur. Onun tartışılacak ve tenkit olunacak tarafı temeli, esası
değil, ayrıntılarıdır.
Türkçülük
bir ülkü, siyaset ise iktidara geçme taktiğidir. Bu sebeple bir ana
inanç ve ana düşünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani taktik her
zaman değişir.
inanç ve ana düşünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani taktik her
zaman değişir.
Türkçülük
bugün siyasi değildir. Fakat bir gün siyasi bir kuruluş durumuna
gelirse bütün Türkler'i kurtarıp birleştirecek bir program ile ortaya çıkacaktır. O
zaman, şüphesiz çağı, durumu ve ortamı kollamakla beraber bunlara bağlanıp
kalmayacak, bu kaygıların üstüne çıkacaktır.
gelirse bütün Türkler'i kurtarıp birleştirecek bir program ile ortaya çıkacaktır. O
zaman, şüphesiz çağı, durumu ve ortamı kollamakla beraber bunlara bağlanıp
kalmayacak, bu kaygıların üstüne çıkacaktır.
Türkçülük,
büyük Türk ilinde Türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve
istklali ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması
ülküsüdür.
istklali ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması
ülküsüdür.
Türkçülük
dün bir kaynaktı, bugün bir çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve
önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır. -
Türkçülük insanlara hiç bir vaatte bulunmuyor, maddi veya manevi bir şey
vermiyor. Yalnız istiyor… Fedakarlık ve feragat istiyor.
önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır. -
Türkçülük insanlara hiç bir vaatte bulunmuyor, maddi veya manevi bir şey
vermiyor. Yalnız istiyor… Fedakarlık ve feragat istiyor.
Türkçülük,
Türk ırkının ruhunda, kanında, beyninde yaşayan hayat
prensiplerinin fikir haline gelmiş şeklidir.
prensiplerinin fikir haline gelmiş şeklidir.
Türkçülük,
yükselmek için değil, yükseltmek içindir.
Türkçü,
milli çıkarları şahısların üstünde tutan, milli mukaddesata ve
geçmişe
saygı gösteren, görev ahlakı yüksek olan, haksızlıklarla savaşta korkusuz bir
insandır.
saygı gösteren, görev ahlakı yüksek olan, haksızlıklarla savaşta korkusuz bir
insandır.
Türkçü,
milliyetçi Türk soyunun üstünlüğüne inanmış olan kimsedir.
Türkçü'nün
en büyük vazifesi Türklüğe hizmettir.
Türkçü,
ülküdaşları ile olacak bir geçimsizliğin ülküye zarar getireceğini bilir.
Türk
destanlarından çıkan anlama göre, Türklerin ülküsü, fetihler sonunda
büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bolluğa ve mutluluğa
kavuşmaktır. Aşağı yukarı, her millet, aynı şekildeki milli gayelerin ardındadır.
Milletlerin çapına, kabiliyetine göre milli ülkülerin ayrıntılarında farklar
olmakla beraber, ana çizgiler bakımından hepsi birbirine benzer: Büyümek ve
rahatlığa kavuşmak!
büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bolluğa ve mutluluğa
kavuşmaktır. Aşağı yukarı, her millet, aynı şekildeki milli gayelerin ardındadır.
Milletlerin çapına, kabiliyetine göre milli ülkülerin ayrıntılarında farklar
olmakla beraber, ana çizgiler bakımından hepsi birbirine benzer: Büyümek ve
rahatlığa kavuşmak!
Türkler
hem ahlaklı, hem de iradeli bir millettir. Zaten bu ikisi, çok kere birlikte
bulunur.
bulunur.
Türkler,
kendi ülkülerine niçin "kızılelma" demiştir, bunun
sebebini bilmiyoruz.
Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu
göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk
arasında doğduğunu gösterse gerektir.
Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu
göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk
arasında doğduğunu gösterse gerektir.
Türkler,
tarihte oynadıkları rol bakımından, dünyanın birinci milletidir.
Türkler,
Türk soyundan gelenlerle Türk soyundan gelmişler kadar Türkleşip
kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir yabancı ırk düşüncesi bulunmayan
fertlerin topluluğudur.
kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir yabancı ırk düşüncesi bulunmayan
fertlerin topluluğudur.
Türklük
ve Türkçülük ebedidir.
Türk
Milleti hiçbir şeyi kendi felsefesi ve kendi düşüncesiyle
tartmadan körü
körüne kabul etmez. Ancak yaygaralı yavelerle cemiyeti karıştıran ve
bulandıran bezirgan ruhlu milletlerden değildir. Onda büyük ve çelik Türk
sükunu ve kuvveti vardır.
körüne kabul etmez. Ancak yaygaralı yavelerle cemiyeti karıştıran ve
bulandıran bezirgan ruhlu milletlerden değildir. Onda büyük ve çelik Türk
sükunu ve kuvveti vardır.
Türk
Milleti için en insanca, en yüksek düşünce tutsak yaşayan soydaşlarını
kurtarmak için yapacağı savaştır.
kurtarmak için yapacağı savaştır.
Türk
Milleti; kahraman askerler, büyük devletler ırkı ve milletidir.
Türk
Milleti'nin aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman, Kağan
arslan gibi önünde durulmadığını bütün tarih ve dünya bilir.
arslan gibi önünde durulmadığını bütün tarih ve dünya bilir.
Türk
Milleti, üç bin yıldan beri vardır. O'nun varoluşu, büyüklüğü, gücü, tarihe
damgasını vuruşu, yalnız milli karakteriyle mümkün olabilmiştir.
damgasını vuruşu, yalnız milli karakteriyle mümkün olabilmiştir.
Türk
olmak, için mutlaka müslüman olmaya lüzum yoktur. Çünkü bugünkü
Türkler arasında birkaç yüz bin Şaman, birkaç yüz bin Hıristiyan ve hatta birkaç
bin Musevi Türk (Karayımlar) de vardır. Din ayrılığı yüzünden bunları
Türklük'den çıkarmaya hakkımız yoktur.
Türkler arasında birkaç yüz bin Şaman, birkaç yüz bin Hıristiyan ve hatta birkaç
bin Musevi Türk (Karayımlar) de vardır. Din ayrılığı yüzünden bunları
Türklük'den çıkarmaya hakkımız yoktur.
Türk
tarihi, iki yanı kahramanlık, şan ve ahlak heykelleriyle süslü uzun ve ulu
bir yoldur. Bu yolun her adımında Türk'ün göğsünü kabartacak, başını
dikleştirecek ve üstünlüğünü belirtecek bir kahraman, Türklük için nöbet
beklemektedir. Bu kahramanların çoğunu, biz tarihin yolunu aydınlatan ışıkları
altında görebiliyor, onlardan kafalarımıza bilgi, gönüllerimize güç ve iman
alıyoruz.
bir yoldur. Bu yolun her adımında Türk'ün göğsünü kabartacak, başını
dikleştirecek ve üstünlüğünü belirtecek bir kahraman, Türklük için nöbet
beklemektedir. Bu kahramanların çoğunu, biz tarihin yolunu aydınlatan ışıkları
altında görebiliyor, onlardan kafalarımıza bilgi, gönüllerimize güç ve iman
alıyoruz.
Türk'ü,
gerçek olarak, Türk'den başkası sevemez.
Bizler "Türk ırkı sağolsun"
dediğimizde bize ''Faşist'' diyenler, aslında Türklüğün yok
olmasını isteyen gerçek Faşistlerdir...
''Türkçülük'',Türk ülküsü,yani Türklerin her
alanda her milletten üstün olması düşüncesi;''Turancılık'' ise Türkçülüğün siyasi
amacı,yani yer yüzündeki bütün Türklerin,geçmişte olduğu gibi,tek devlet halinde birleşmesidir.
''Türkçülük, büyük Türk ilinde Türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve istiklali ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.''
Türk topraklarında yaşamak hakkı
yalnız Türk’ün olmalıdır.
"Türkler
acayip bir millet oldu. Kendisine yapılan fenalıkları unutuyon başka kimseye
düşmanlık gütmüyor.
Evet,
Türkler kendilerine düşman bir
millet oldular. Kendilerini yok edecek ne varsa ona sarılıyor, kendisini
yükseltecek ne varsa onu tepiyor.Nurcu oluyor, Arapçı oluyor, Moskofçu oluyor,
fakat Türkçü olmuyor. Bütün dünyanın birleşeceğini kabul
ediyor da bütün Türklerin birleşmesini
imkânsız buluyor."
''Bu
vatanın iyi dans eden, şu kadar elbisesi olan, güzel boyanan, hatta
kusursuz pasta yapan kızlara değil; ‘bu vatana şerefli oğullar ve
kızlar yetiştirmek en
büyük borcumdur’ diyen kızlara ihtiyacı vardır.''
Bize yalnız dans etmsini, iyi giyinmesini
kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize
bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın
hudutta göz kırpmadan ölebilecek, genç lazımdır...
Irkımıza, devletimize, yurdumuza,
mukaddesatımıza, şerefimize fenalık etmiş olan her
millete, her dine, her rejime, fikre, cemiyet, ferde düşmanız,
Kinimiz dinimizdir!
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
Ben, İslâm iman
ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk
milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâmı gaye
edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.. Benim milliyetçilik anlayışımda asla
ırkçılığa, dar bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer
yoktur..
İster azınlıktan gelsin ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım..Bunun yanında şanlı Peygamberimizin “Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz.”,
“Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” ve “Vatan sevgisi imandandır.” tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere bağlıyım.
İslam, Milliyetçiliği haram kılmış diyorsunuz da nerde hani gösterin Kitabın neresinde yazıyor Milliyetçilik haramdır diyenler Milliyetçilik İslam'da haram Olsaydı Vatan sevgisi imandandır diye bir hadis Olmazdı bilmem anladınız mı?
Tüm Dünya da kendini TÜRK gibi gören TÜRK gibi yaşayan ve Kendini TÜRK Hissedenlere, TÜRK denir. Ne Mutlu TÜRK'ÜM Diyene, Diyebilenlerdir TÜRK.
Ben TÜRK'üm TÜRK BAYRAKSIZ OLMAZ,Ben TÜRK'üm TÜRK EZANSIZ OLMAZ,,Ben TÜRK'üm TÜRK,HÜRRİYETSİZ OLMAZ...
İster azınlıktan gelsin ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım..Bunun yanında şanlı Peygamberimizin “Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz.”,
“Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” ve “Vatan sevgisi imandandır.” tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere bağlıyım.
İslam, Milliyetçiliği haram kılmış diyorsunuz da nerde hani gösterin Kitabın neresinde yazıyor Milliyetçilik haramdır diyenler Milliyetçilik İslam'da haram Olsaydı Vatan sevgisi imandandır diye bir hadis Olmazdı bilmem anladınız mı?
Tüm Dünya da kendini TÜRK gibi gören TÜRK gibi yaşayan ve Kendini TÜRK Hissedenlere, TÜRK denir. Ne Mutlu TÜRK'ÜM Diyene, Diyebilenlerdir TÜRK.
Ben TÜRK'üm TÜRK BAYRAKSIZ OLMAZ,Ben TÜRK'üm TÜRK EZANSIZ OLMAZ,,Ben TÜRK'üm TÜRK,HÜRRİYETSİZ OLMAZ...
"İnsanlar mizah ve şaka
yapabilirler. Fakat bazı konular vardır ki onlar asla şakaya
gelmez. Orada ciddî olmak insanlık borcudur. Millî tarihle eğlenemezsin.
Bayrakla alay edemezsin. Kuran'ı mizah konusu yapamazsın. Aile namusunu hiçe
sayamazsın. Bunlar millî mukaddesattandır. Millî mukaddesatı olmayan millet,
millet değil hayvan sürüsüdür..."
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
"ALLAH inancı ve dolayısıyla din,fert olarak da, millet olarak da vazgeçilmez manevi ve ahlâki büyük bir dayanaktır. Bu sebeple bugünkü Türk dünyası'nın dayandığı iki esaslı temelden birisini teşkil eden İslam dini'nin,milli varlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyoruz.."
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
''Türkçülük'',Türk ülküsü, yani Türklerin her alanda her milletten üstün olması düşüncesi;''Turancıl
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
Türkçü; hiç şüphesiz Türk'den olur. Fakat her "Türkçüyüm" diyen Türk, Türkçü
değildir. Samimi olması ve Türkçülüğün şartlarına uyması lazımdır.
Hüseyin Nihal ATSIZ ...
''Türk-İslâm
Ülkücüleri için İslâmiyet, Allah’ın dini; kurtarıcımız ve
Kâinatın Efendisi, Allah’ın Resulü; şanlı Türk Milleti, Allah’ın İslâm’a
hizmetle şereflendirdiği millet, Türk ordusu, Allah’ın ordusu, Türk
bayrağı, mukaddes ay ve yıldızı ile yüce İslâm'ın ve al rengi ile Allah için can veren şühedanın
kanlarının ifadesidir. Üzerinde “Ezan-ı Muhammedi” okunan aziz vatanımız ise, İslâm'ın
ebedi güneşinin hiç batmadığı en büyük ümit ve hayat kaynağımızdır...''
[Seyyid Ahmet Arvâsî]
[Seyyid Ahmet Arvâsî]
" Hayretle gördüm ki; bu ülkede Türk
kelimesinden ürkenler var. Yine hayretle gördüm ki, bu ülkede İslam
kelimesinden ürkenler var. Ve yine ürpererek gördüm ki, bu ülkede Türk ve İslam
kelimelerinin yan yana gelmesinden dehşete kapılan kişi ve çevreler var... Türk devletini yıkmak ve
Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler aslında sadece Türklüğe değil, İslam'a da
ihanet etmektedirler ! "
Seyyid Ahmet Arvasi"
Seyyid Ahmet Arvasi"
“Ben Afrika’nın ortasında dünyaya gelmiş ve bu akla da sahip olsaydım tereddütsüz Türk
Milliyetçisi olurdum. Çünkü ben Türk Milletinin de, İslâm Âlemi’nin de mazlum milletlerinin kurtuluşunun Türk
milliyetçilerinde, Türk – İslâm
ülkücülerinde olduğuna ‘‘Amentüye iman ettiğim gibi inanıyorum..”
(Seyyid
Ahmed Arvasi )
"Ülkücülük
Peygamber soylu bir Seyyidin neden Türk milliyetçisi olduğunu kavrayabilmektir."
'Biz,
Osmanın rüyasına benzer bir rüya görüyoruz. Bu rüyayı, Osman gerçekleştirmişti. Şimdi, sıra Türk-İslam ülküsüne bağlı ve
diriliş İslamda diye coşkun
bir heyecan içinde ayağa
kalkan genç Oğuz
çocuklarındadır''..
Seyyid
Ahmet Arvasi
Kesin
olarak iman etmişimdir
ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür..
Seyyid
Ahmet Arvasi..
Sorma
bana oymağımı,
Boy'umu,beşbin
yıldır millet gibi yaşarım,sorma
bana âilemi, soyumu,soyum Türklük, soy büyüğüm
hünkârım.
Ziya
Gökalp..
TÜRK BİRLİĞİ
MUTLAKA KURULACAK
Yaşasın ırkımın
Turan Ülküsü
izleyin lütfen
izleyin lütfen
2 yorum:
emeğine yüreğine sağlık..
Teşekkür ederim sağolun
Yorum Gönder