Milliyetinden yani
Türklük'ten uzaklaştırma çabalari maalesef meyvesini vermiş; özbe öz Müslüman
Türk olan insanımız arasında "Müslüman değilim" diyenler çıktığı gibi
"Türklükte neymiş" diyenlerde türemiştir.
Elalem
kaldırımda gezer gibi uzayda yürürken, tamamen Türk yapımı uzay araçlari
yapmışız gibi kısır tartişmalarla vakit geçiriyoruz. Güya müttefikimiz olan ABD
yayınladıği haritada Türkiye'nin Güneydoğu'sunu Kürdistan olarak gösteriyorken;
Yunanlı, Ízmir ve İstanbul'a hâlâ benim diyorken; Gürcü. Doğu Karadeniz'e
iştahla bakarken; Rus'un sıcak denizlere inme hevesi devam ederken, hasılı
ezeli Türk ve İslâm düşmanları kadim Türk yurdu Anadolu'yu parçalamak isterken
düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürenleri esefle karşılıyoruz.
"Türk'üz" dememek
için olaganüstü çaba sarfeden, buna karşılık Türklüğe karşi alenen tavır alan
bu zihniyetin belediye başkanlığı yaptığında R.Tayyip Erdogan, Kayseri'de
düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada şu sözleri sarfedebilmiş ve
maalesef bu sözler az da olsa alkışlanmıştır. İşte Erdogan'in insanı
hayrete düşüren sözlerinden bir bölüm:
"Türkiye kimindir? Bunu
kavrayamazsak Doğu'da akan kan durmaz. Gazetenin birisi yazmış: Erdogan ise Ahlâksız bu, hayâsız bu. Böyle derseniz
Türkiye'yi üçe, dörde bölersiniz. Türkiye'de Laz var,Çerkez var, Kürt var,
Ermeni var. Böyle saçmalik olmaz. Türkiye, Türkiye'de yaşayanlarındır."
Bu sözler bize göre gafletin sınırlarını
zorlamaktır. Bunun adi ihanettir, bölücülükür. Başbakan yanlış görüşlerini
masum bir kılığa büründürmek için yüce dinimiz İslâmiyet'i kullanmayi ihmal
etmiyerek "İslâm kardeşligi" prensibi sakat bir mantıkla
yorumlamaktadır. Anadolu'nun her karışı ulu ceddimiz Alparslan Gaziler, Osman
Gaziler, Fatih Sultan Mehmetler, Abdülhamidler tarafindan nakış nakış Türklük
ve Müslümanlık ruhuyla ıslanmıştır.
Atalarımızın kanla suladığı Türkiye
bahçesinde ayrık otlarının yaşamlarına asla müsade etmiyeceğiz. Bu topraklardan
Türk ve Íslâm mühürünü kazımaya hiç kimsenin gücü yetmiyecektir.
Türkiye'de yaşamak istemeyen. AY-Yildiz'li bayrağımıza selâm durmayan,
Türk'üm demekten utananlar varsa istedikleri diyara gidebilirler. Türkiye'de
Türk olmayanlar bulunabilir.
Bu, Türkiye'nin Türkler'in olmasına engel
degildir. Nasil ki Almanya'da Alman olmuyanlar, Fransa'da Fransız olmuyanlar
varsa bu ülkelerde hiç kimse "Almanya Almanlar'ın değil, Almanya'da
yaşayanlarındır" deme hakkına sahip değilse, Türkiye'de de hiç kimse
"Türkiye Türkler'in değil, Türkiye'de yaşayanlarındır" deme hakkına
sahip değildir. Kürt'ü, Çerkez'i, Laz'i azınlık göstermeye yeltenen bu mozaik
kafalara diyoruz ki:
Bu vatanda Ermeni,
Rum, Yahudi'den başka azınlık yoktur. Onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak yeterince rahat yaşamaktadırlar. Kürtler, Çerkezler, Lazlar ise bizim öz
kardeşimizdir. Çanakkale'de koyun koyuna yatanlar Artinler'le, Misonlar'la
Mehmetler değil; Trabzonlu Ídrisler, Hakkarili Hasanlar, Ízmirli Aliler,
Kayserili Mustafalar, Mehmetlerdir.
Yillardan beri ekmeğini
yedikleri mahfillerin kılıcını sallayan Türk-Íslâm düşmanlarının Anadolunun
tapusunu Etiler'e, Frigyalılar'a, Rumlar'a, çıkarma çabasına Íslâm adına destek
verenleri kınıyor, büyük Türk Milleti'nin hoşgörüsü ve sabrıyla fazla
oynamamalarını tavsiye ediyoruz.
Ne kadar çirpınırlarsa
çırpınsınlar "TÜRKÍYE TÜRKLER'ÍNDÍR" ve CENAB-I ALLAH'IN YARDIMIYLA
"TÜRKÍYE TÜRK'TÜR, TÜRK KALACAKTIR!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder