11 Ağustos 2011 Perşembe

...::: TÜRKİYE TÜRKLER'İNDİR :::...


       
     Milliyetinden yani Türklük'ten uzaklaştırma çabalari maalesef meyvesini vermiş; özbe öz Müslüman Türk olan insanımız arasında "Müslüman değilim" diyenler çıktığı gibi "Türklükte neymiş" diyenlerde türemiştir.     


        Elalem kaldırımda gezer gibi uzayda yürürken, tamamen Türk yapımı uzay araçlari yapmışız gibi kısır tartişmalarla vakit geçiriyoruz. Güya müttefikimiz olan ABD yayınladıği haritada Türkiye'nin Güneydoğu'sunu Kürdistan olarak gösteriyorken; Yunanlı, Ízmir ve İstanbul'a hâlâ benim diyorken; Gürcü. Doğu Karadeniz'e iştahla bakarken; Rus'un sıcak denizlere inme hevesi devam ederken, hasılı ezeli Türk ve İslâm düşmanları kadim Türk yurdu Anadolu'yu parçalamak isterken düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürenleri esefle karşılıyoruz.     

        "Türk'üz" dememek için olaganüstü çaba sarfeden, buna karşılık Türklüğe karşi alenen tavır alan bu zihniyetin belediye başkanlığı yaptığında R.Tayyip Erdogan, Kayseri'de düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada şu sözleri sarfedebilmiş ve maalesef bu sözler az da olsa alkışlanmıştır.  İşte Erdogan'in insanı hayrete düşüren sözlerinden bir bölüm:  

      "Türkiye kimindir? Bunu kavrayamazsak Doğu'da akan kan durmaz.  Gazetenin birisi yazmış:   Erdogan ise  Ahlâksız bu, hayâsız bu. Böyle derseniz Türkiye'yi üçe, dörde bölersiniz. Türkiye'de Laz var,Çerkez var, Kürt var, Ermeni var. Böyle saçmalik olmaz. Türkiye, Türkiye'de yaşayanlarındır."   

         Bu sözler bize göre gafletin sınırlarını zorlamaktır. Bunun adi ihanettir, bölücülükür. Başbakan yanlış görüşlerini masum bir kılığa büründürmek için yüce dinimiz İslâmiyet'i kullanmayi ihmal etmiyerek "İslâm kardeşligi" prensibi sakat bir mantıkla yorumlamaktadır. Anadolu'nun her karışı ulu ceddimiz Alparslan Gaziler, Osman Gaziler, Fatih Sultan Mehmetler, Abdülhamidler tarafindan nakış nakış Türklük ve Müslümanlık ruhuyla ıslanmıştır. 

       Atalarımızın kanla suladığı Türkiye bahçesinde ayrık otlarının yaşamlarına asla müsade etmiyeceğiz. Bu topraklardan Türk ve Íslâm mühürünü kazımaya  hiç kimsenin gücü yetmiyecektir. Türkiye'de yaşamak istemeyen. AY-Yildiz'li bayrağımıza selâm durmayan, Türk'üm demekten utananlar varsa istedikleri diyara gidebilirler. Türkiye'de Türk olmayanlar bulunabilir.

         Bu, Türkiye'nin Türkler'in olmasına engel degildir. Nasil ki Almanya'da Alman olmuyanlar, Fransa'da Fransız olmuyanlar varsa bu ülkelerde hiç kimse "Almanya Almanlar'ın değil, Almanya'da yaşayanlarındır" deme hakkına sahip değilse, Türkiye'de de hiç kimse "Türkiye Türkler'in değil, Türkiye'de yaşayanlarındır" deme hakkına sahip değildir. Kürt'ü, Çerkez'i, Laz'i azınlık göstermeye yeltenen bu mozaik kafalara diyoruz ki: 


         Bu vatanda Ermeni, Rum, Yahudi'den başka azınlık yoktur. Onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yeterince rahat yaşamaktadırlar. Kürtler, Çerkezler, Lazlar ise bizim öz kardeşimizdir. Çanakkale'de koyun koyuna yatanlar Artinler'le, Misonlar'la Mehmetler değil; Trabzonlu Ídrisler, Hakkarili Hasanlar, Ízmirli Aliler, Kayserili Mustafalar, Mehmetlerdir.


        Yillardan beri ekmeğini yedikleri mahfillerin kılıcını sallayan Türk-Íslâm düşmanlarının Anadolunun tapusunu Etiler'e, Frigyalılar'a, Rumlar'a, çıkarma çabasına Íslâm adına destek verenleri kınıyor, büyük Türk Milleti'nin hoşgörüsü ve sabrıyla fazla oynamamalarını tavsiye ediyoruz.


        Ne kadar çirpınırlarsa çırpınsınlar "TÜRKÍYE TÜRKLER'ÍNDÍR" ve CENAB-I ALLAH'IN YARDIMIYLA "TÜRKÍYE TÜRK'TÜR, TÜRK KALACAKTIR!...



Hiç yorum yok: